Çinli teknoloji devi Huawei, kendi geliştirdiği işletim sistemi HarmonyOS ile çalışan ilk dizüstü bilgisayarlarını piyasaya sürerek teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. ABD'nin uyguladığı ambargolara rağmen inovasyona devam eden şirket, bu hamlesiyle Batılı rakiplerine karşı güçlü bir alternatif oluşturmayı hedefliyor. Peki, bu yeni dizüstü bilgisayarlar neler sunuyor ve Huawei'nin bu stratejik hamlesinin ardında neler yatıyor?

Huawei'den Yeni Nesil Dizüstü Bilgisayarlar

Huawei, MateBook Fold ve MateBook Pro olmak üzere iki yeni dizüstü bilgisayar modelini tanıttı. Bu modeller, şirketin 2015 yılında geliştirmeye başladığı ve ilk olarak 2020'de akıllı telefonlarında kullandığı HarmonyOS 5 işletim sistemiyle geliyor.

• MateBook Fold: Tamamen açıldığında 18 inçlik OLED çift ekran sunan bu modelde fiziksel klavye bulunmuyor. Başlangıç fiyatı yaklaşık 3.328 dolar olarak belirlendi.
• MateBook Pro: Klasik dizüstü bilgisayar tasarımına sahip olan bu model, fiziksel klavyeye sahip ve yaklaşık 1.109 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.

Huawei Tüketici İş Grubu Başkanı Yu Chengdong, lansman etkinliğinde yaptığı konuşmada, "HarmonyOS ile çalışan dizüstü bilgisayar, dünyaya yeni bir seçenek sunuyor. Zor olanı yapmaya devam ettik ama doğru olanı yaptık," diyerek şirketin kararlılığını vurguladı.

HarmonyOS Ekosistemi Güçleniyor

Huawei'nin açıkladığı verilere göre, 2024 sonu itibarıyla HarmonyOS platformu üzerinde çalışan geliştirici sayısı 7,2 milyonu aştı. İşletim sistemi, dünya genelinde 1 milyardan fazla cihaza yüklü durumda. Bu cihazlar arasında akıllı telefonlar, televizyonlar ve artık dizüstü bilgisayarlar da yer alıyor.

HarmonyOS bilgisayarlarda şu an için 150'den fazla uygulama bulunuyor. Bu uygulamalar arasında Microsoft Office'e alternatif olarak gösterilen WPS Office ve popüler fotoğraf düzenleme uygulaması Meitu Xiu Xiu da yer alıyor.

Huawei'nin Bağımsızlık Hedefi

Huawei'nin HarmonyOS işletim sistemini dizüstü bilgisayarlara entegre etmesi, şirketin sadece donanım değil, yazılım alanında da tam bağımsızlık hedeflediğinin açık bir göstergesi. Bu hamle, ABD ambargoları ile mücadele ederken Huawei'nin, Batı merkezli teknoloji tekellerine karşı yerli ve milli bir alternatif yaratma çabasını da yansıtıyor. Şirketin bu stratejisi, uzun vadede teknoloji dünyasında dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip.