Microsoft, kampüsündeki İsrail protestoları sırasında başkan Brad Smith'in ofisine giren iki çalışanını işten çıkardı. Bu karar, teknoloji devinin kampüsünde yaşanan gerginliğin ardından geldi.

Protestoların Arka Planı

20 Ağustos'ta, mevcut ve eski Microsoft çalışanlarından oluşan bir grup, "No Azure for Apartheid" protestosunun bir parçası olarak Microsoft'un Redmond, Washington'daki genel merkezinde toplandı. Protestocular, Microsoft'un İsrail'in politikalarına destek verdiğini iddia ederek şirketi eleştirdi. Protesto sırasında yapılan açıklama şu şekildeydi:

Protestocular, Microsoft'un İsrail'in politikalarına verdiği desteği sona erdirmesini talep ettiler. Bu talep, şirketin etik değerleriyle çeliştiği gerekçesiyle dile getirildi. Protestoya katılanlar, öğrencilerden öğretmenlere, aktivistlerden sağlık çalışanlarına kadar geniş bir yelpazede yer alıyordu.

Olaylar Nasıl Gelişti?

Protestoların ikinci gününde, Redmond polisi kampüse girerek 18 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında bir Microsoft çalışanı da bulunuyordu. Daha sonra, bazı protestocular şirket başkanı Brad Smith'in ofisine girerek oturma eylemi başlattı. İşte bu eylemin ardından, ofise giren iki çalışan kovuldu. Microsoft, olaylar nedeniyle yönetim binasını geçici olarak kilitlemek zorunda kaldı.

Çalışanların Kovulması ve Sonuçları

Microsoft'un iki çalışanı kovma kararı, şirketin protestolara karşı tutumunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Şirket, protestoların kabul edilemez olduğunu ve bu tür eylemlere tolerans göstermeyeceğini belirtiyor. Kovulan çalışanların durumu ve olayın hukuki boyutları ise henüz netlik kazanmış değil.

Bu olay, teknoloji şirketlerinin politik duruşları ve çalışanların ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi bir kez daha gündeme getirdi. Microsoft'un bu kararı, diğer şirketler için de bir örnek teşkil edebilir. Çalışanların şirket politikalarına aykırı eylemleri, işten çıkarılma gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Sonuç olarak, Microsoft'taki İsrail protestosu ve ardından yaşanan işten çıkarmalar, teknoloji dünyasında yankı uyandırdı. Bu olay, şirketlerin politik duruşları ve çalışanların ifade özgürlüğü arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Microsoft'un bu kararı, gelecekte benzer durumlarla karşılaşan şirketler için bir emsal teşkil edebilir.