Karl Marx ve Friedrich Engels'in "işçilerin vatanı yoktur" sözü, "kazanacakları dünya vardır" sözüyle birlikte düşünülmelidir. Ulusların dünyada bir yurt edinmesi, ancak tüm dünyayı vatan olarak sahiplenmesiyle mümkündür. Tüm dünyaya ve insanlığa karşı sorumluluk geliştiremeyen ulusların kendilerini ulus olarak inşa etmeleri mümkün değildir. Yurt olarak işgal ve ilan edilen yer dünyadadır ve işgal ve ilan edilen yerde inşa edilmek istenen ulus insanlığın içindedir, insanlığın ayrılmaz parçasıdır.
Atatürk'ün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh İlkesi
Kurucu Atatürk, dar kafalı ırkçı milliyetçi düşüncelerin aksine, bunu ilk görenlerdendir. "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözü, onun düşüncesinde sistematik bir yere sahiptir. Türkiye'de inşa ettiği ulusu, insanlığın ulusu ve ülkeyi insanlığın ülkesi olarak kavramıştır. Mustafa Kemal, bu idealini o zamanlar mümkün yollardan biri gibi görünen, ancak bugün artık bir yanılsama olduğunu bildiğimiz kapitalist yoldan gerçekleştirmeye çalışmıştır. O zaman ulusun sosyalist yoldan inşası da pekala olanaklardan birisiydi.
Sosyalist İnşa ve Ulusal Egemenlik
Bizimle beraber ulusunu sosyalist yoldan gerçekleştirmeye girişen Sovyetler Birliği bugün çöktü. Fakat başta Rusya bizden farklı olarak emperyalizm karşısında ulusal egemenliğini korudu. Biz en geç NATO'ya üyelikten sonra ulusal bağımsızlığımızı yitirdik. Bizden farklı olarak ve çok sonra Küba ve Çin de sosyalist yoldan ulusunu inşaya girişti. Sosyalizmi inşa ederken Sovyetler Birliği'nden farklı bir yol izleyen Çin ve Küba tüm problemlere rağmen çökmedi, sosyalist yoldan ulusal inşanın mümkün olduğunu gösterdi.
Türkiye'de Milliyetçilik ve Emperyalizm
Bizde ise milliyetçilik artık olmayan ulusal egemenliği sanki varmış gibi kabul ettiği için, emperyalizmin bir uydusuna dönüşen ülkemizde emperyalizme nostaljik maşa olmaktan öteye gidemiyor. Özgür bir ulusun inşası bugün artık insanlığın sosyalist kuruluşuna denk gelmektedir.
Sonuç olarak, gerçek bir ulusal yeniden inşa için, sadece kendi sınırlarımız içindeki değil, tüm dünyadaki insanlığa karşı sorumluluk duymamız gerekmektedir. Ancak bu şekilde, ulusal egemenliğimizi koruyabilir ve emperyalizmin etkisinden kurtulabiliriz. Sosyalist bir bakış açısıyla, insanlığın ortak geleceği için çalışarak, gerçek bir ulusal kimlik inşa edebiliriz.