İran'da 5 siyasi mahkumun idam edilmesi büyük yankı uyandırdı. Ülkenin doğusundaki Meşhed kentinde bulunan Vakilabad Hapishanesi'nde gerçekleştirilen infazlar, ailelere önceden haber verilmemesiyle daha da tartışmalı hale geldi.
İdamlar ve Ailelerin Durumu
İran İnsan Hakları (IHR) tarafından yapılan açıklamaya göre, idam edilen mahkumların ailelerine önceden bilgi verilmedi ve son bir ziyaret hakkı tanınmadı. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. İdam edilenlerden dördünün İran'daki azınlık Sünni Müslüman topluluğuna mensup olduğu, birinin ise Şii olduğu belirtildi.
Mahkumların 2015 yılında gözaltına alındığı ve on yıl öncesine dayanan bir dava kapsamında yargılandığı ifade edildi. İran İslam Ceza Kanunu uyarınca "isyan" suçundan ölüm cezasına çarptırılan mahkumlar, uzun süredir infaz edilmeyi bekliyordu. Aynı davada yargılanan üç kişi daha Aralık 2020'de idam edilmişti.
Suçlamalar ve Örgüt Bağlantıları
Mahkûmlar arasında, aralarında “İranlı Sünnilerin Ulusal Dayanışma Cephesi” adlı örgütün de bulunduğu Selefi gruplara üyelik suçlaması yöneltilmişti. İran yetkilileri, mahkumların ülkenin güvenliğine tehdit oluşturduğunu iddia etti. Ancak, insan hakları örgütleri bu suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu ve adil yargılanma ilkelerinin ihlal edildiğini savunuyor.
İran'da insan hakları ihlalleri uzun süredir uluslararası toplumun gündeminde yer alıyor. Özellikle siyasi mahkumların durumu ve idam cezalarının uygulanması, sık sık eleştirilere neden oluyor. İran, Çin'den sonra en fazla idam cezası uygulayan ülke konumunda bulunuyor. IHR'nin verilerine göre, İran sadece bu yıl şimdiye kadar 245 kişiyi idam etti. Kuruluş, infazlardaki artışın endişe verici bir seviyeye ulaştığını vurguluyor.
İdam Cezası ve Uluslararası Tepkiler
İdam cezası, dünya genelinde tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Birçok ülke idam cezasını insanlık dışı bir uygulama olarak kabul ederken, bazı ülkeler ise caydırıcılık amacıyla uygulamayı sürdürüyor. İran'da idam cezalarının sıkça uygulanması, uluslararası insan hakları örgütlerinin ve batılı ülkelerin tepkisini çekiyor.
- İdam cezası, yaşam hakkının ihlali olarak kabul ediliyor.
- Uluslararası hukukta, idam cezasının sadece en ağır suçlar için uygulanması gerektiği belirtiliyor.
- İdam cezası, suç oranlarını azaltmada etkili bir yöntem olarak görülmüyor.
İran'daki idamların artması, ülkedeki siyasi ve sosyal gerginliklerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Özellikle azınlık gruplara yönelik baskıların artması, insan hakları savunucularını endişelendiriyor.
İran'da yaşanan bu son idamlar, ülkedeki insan hakları durumunun vahametini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ailelere haber verilmeden gerçekleştirilen infazlar, uluslararası toplumda büyük bir infial yaratırken, İran'ın insan hakları karnesi üzerindeki kara lekeleri daha da belirginleştiriyor. Uluslararası kuruluşların ve devletlerin İran'a yönelik baskısını artırması, benzer olayların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşıyor.