Asya-Pasifik bölgesinde sular ısınıyor! Japonya'nın yeni Başbakanı Sanae Takaiçi'nin Tayvan'ı ulusal güvenlik stratejisinin bir parçası olarak görmesi, Çin'in sert tepkisine yol açtı. Peki bu gerilimin ardında yatan asırlık kan davası ne?

Çin'den Sert Tepki: Ekonomik Savaş İlanı mı?

Başbakan Takaiçi'nin açıklamaları, Çin'de adeta savaş çanlarının çalmasına neden oldu. "Askeri müdahale" olasılığını gündeme getiren bu çıkışa Pekin'in yanıtı gecikmedi. Japon deniz ürünlerinin ithalatı tamamen durduruldu, Japon filmleri yasaklandı ve yarım milyon uçak bileti iptal edildi. Çin basını ise bu adımların "sadece bir uyarı" olduğunu vurguladı.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcülerinin, 1919'daki Japon karşıtı öğrenci ayaklanmasını simgeleyen yakasız ceketlerle basın toplantılarına katılması, tarihin yeniden sahneye çıktığının bir göstergesi olarak yorumlandı.

Asya'nın Büyük Rekabeti: Orta Yol Bulmak Mümkün mü?

Asya'nın iki devi arasındaki rekabet, sadece güncel siyasi meselelerle sınırlı değil. İki ülke arasındaki düşmanlığın kökleri, geçmişte yaşanan acı olaylara dayanıyor. Özellikle 2. Dünya Savaşı'nda yaşananlar, her iki toplumun hafızasında derin izler bırakmış durumda.

Japonya'nın 2. Dünya Savaşı'ndaki acımasız işgalleri ve soykırımları, Asya halklarının hafızasında hala taze. Savaşta yaklaşık 30 milyon insanı katleden Japonya ile büyük rekabet yaşadığı Çin arasındaki düşmanlık, orta bir yol bulmanın imkansızlığını işaret ediyor.

Tarihin Tekerrürü mü?

Peki, Japonya ve Çin arasındaki bu gerilim nereye varacak? Asırlık düşmanlık yeniden alevlenecek mi? Yoksa iki ülke, geçmişten ders çıkararak barışçıl bir çözüm yolu bulabilecek mi? Bu soruların cevabı, Asya-Pasifik bölgesinin geleceği açısından kritik önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, tarih tekerrürden ibarettir ve geçmişten ders almayanlar, aynı hataları tekrar etmeye mahkumdur.