
Tahran'da Son Durum: Halk Kaçıyor mu, Kent Terk mi Edildi?
İsrail'in İran'a yönelik olası saldırıları sonrası Tahran'da yaşayanlar arasında büyük bir panik yaşanıyor. Birçok kişi şehri terk etmek için yollara düşerken, geride kalanlar ise belirsizliğin ve korkunun pençesinde yaşamaya çalışıyor. Peki, Tahran'da son durum ne? Halk şehri gerçekten terk mi ediyor?
Tahran'dan Ayrılanlar Anlatıyor
Bloomberg'e konuşan 35 yaşındaki Neda, Tahran'ın merkezinden uzaklaşmak için yola çıktığını belirtiyor. Neda, "En büyük korkum, tüm bunların belirsizliği ve muğlaklığı. Bu, bir hafta mı yoksa sekiz yıl mı sürecek? Her gün bir kez doğaçlama yapmak durumunda mı kalacağız?" diye soruyor. İran yönetiminin destekçisi olmadığını söyleyen Neda, pek çok İranlının İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya büyük bir öfke duyduğunu da ekliyor.
The Guardian'a konuşan Ferhad ise, normalde iki buçuk saat süren memleket yolculuğunun, saldırıların başlamasıyla altı saate çıktığını söylüyor. Ferhad, "Küçük çocuklar, yaşlılar, yaşlı büyükanne ve büyükbabalar… Herkes yollarda kalmıştı" diyor.
24 yaşındaki Mina da kentten ayrılmak için 10 saatini yolda geçirdiğini belirterek, "Sıkışık trafikte beklerken saldırıların bize otoyolda isabet etmesinden korktuk. Ya etrafımızda gizli depolama tesisleri varsa? Bilmemenin yarattığı korku kaygıyı da beraberinde getirdi" şeklinde konuşuyor.
Tahran'da Kalanların Gözünden Durum
Henüz Tahran'dan ayrılmamış olan Akram isimli bir İranlı ise, başkentteki son durumu şöyle özetliyor: "Tahran, yarı kapanma halinde. Sadece bankalar ve belediyelerin açık olduğunu söyleyebiliriz. Gıda ürünleri azalıyor, pazar neredeyse kapandı ve Tahran neredeyse tahliye edildi." Akram, petrol istasyonlarında da müşterilerin günde en fazla 10 litre akaryakıt almasına izin verildiğini ve bu sebeple uzun kuyrukların oluştuğunu belirtiyor.
İsrail ordusunun Tahran için tahliye emirleri yayınlaması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın da Tahran'ın "tahliye edilmesi" çağrısında bulunması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. İnsan hakları savunucuları ise tahliye emirlerini eleştiriyor.
Tahran'da kalan Sadia isimli bir kadın, "Halen Tahran'da olan üç çeşit insan var: Gidecek yeri olmayanlar, gidecek parası olmayanlar ve izin talepleri hükümet tarafından reddedilen orta kademe hükümet çalışanları" diyor.
Tahran'daki Evin Hapishanesi'nde kalanların yakınları da duruma tepki gösteriyor. İnsan hakları aktivisti olan babası hapishanede olan Mehraveh Khandan, "Babam hapishanede! Tahran'ın nasıl tahliye edileceğini bana söyleyebilir misiniz? Tahran'ın tahliye edilmesiyle neyi kastediyorsunuz?" diye soruyor.
Mina ise, "Güzel memleketimin yerle bir edildiğini gösteren fotoğraflarını buradan görüyorum. Yanımda çok bir şey getirmedim, sadece hayatta kalmama yetecek kadar… Tüm kalbim ve ruhum Tahran'da. Yanıma sadece umudumu aldım" şeklinde duygularını ifade ediyor.
Belirsizlik ve Korku Hüküm Sürüyor
İsrail-İran gerilimi tırmanmaya devam ederken, Tahran'da yaşayan insanların geleceği belirsizliğini koruyor. Şehri terk edenler ve geride kalanlar, savaşın getirdiği korku ve belirsizlikle yaşamaya çalışıyor. Tahran'ın nasıl bir geleceğe sahip olacağı ise, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerle netlik kazanacak.