Avrupa Birliği (AB),e-ticaret sektöründe önemli bir değişikliğe hazırlanıyor. 2026 yılı itibarıyla 150 Euro'nun altındaki e-ticaret alışverişlerinde uygulanan gümrük vergisi istisnasının kaldırılması kararı, sektörde yankı uyandırdı. Bu durum, özellikle Türkiye gibi AB ülkelerine e-ihracat yapan ülkeler için potansiyel bir tehdit oluşturuyor.

AB'nin Gümrük Vergisi Kararı Ne Anlama Geliyor?

AB'nin bu kararının temelinde, özellikle Çin merkezli e-ticaret platformlarının (Temu, AliExpress, Shein gibi) Avrupa pazarındaki artan hakimiyetini kontrol altına alma amacı yatıyor. Mevcut durumda, 150 Euro'nun altındaki ürünlerde gümrük vergisi muafiyeti bulunması, bu platformların rekabet avantajını artırıyordu. Ancak, bu durumun yerel üreticiler ve AB ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri gerekçesiyle, istisnanın kaldırılmasına karar verildi.

Bu kararın Türkiye'ye etkileri ise oldukça önemli olabilir. Türkiye, AB ile olan Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde, AB pazarına avantajlı koşullarda ihracat yapabiliyor. Ancak, yeni düzenleme ile birlikte, 150 Euro'nun altındaki ürünlerde gümrük vergisi uygulanması, Türk e-ihracatçıların rekabet gücünü azaltabilir ve ihracat hacmini olumsuz etkileyebilir.

Türkiye'nin E-İhracat Hedefleri Tehlikeye mi Giriyor?

Türkiye, 2024 yılı sonu için 8 milyar dolarlık e-ihracat hedefi belirlemiş durumda. Bu hedefin yaklaşık %35'i, yani 2.8 milyar dolarlık kısmı AB ülkelerine yapılan ihracattan oluşuyor. AB'nin gümrük vergisi kararı, bu hedefin tutturulmasını zorlaştırabilir. Ticaret Bakanlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü, bu potansiyel olumsuz etkileri bertaraf etmek amacıyla harekete geçti. AB ile müzakere süreci başlatılarak, Türkiye'nin Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde bu karardan istisna tutulması için girişimlerde bulunulacak.

Peki bu süreçte neler yapılacak?

• AB yetkilileriyle görüşmeler yapılarak, Türkiye'nin durumunun özel olarak değerlendirilmesi talep edilecek.
• Gümrük Birliği anlaşmasının ilgili maddeleri çerçevesinde, Türkiye'nin haklı gerekçeleri savunulacak.
• Alternatif ticaret stratejileri geliştirilerek, AB pazarındaki olası kayıpların telafi edilmesi için çalışmalar yürütülecek.

Bu süreçte, Türk e-ihracatçılarının da proaktif bir şekilde hareket etmesi ve gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor. Örneğin, ürün fiyatlandırmalarını yeniden gözden geçirmek, lojistik süreçlerini optimize etmek ve alternatif pazarlara yönelmek gibi stratejiler izlenebilir.

Sonuç olarak, AB'nin gümrük vergisi kararı, Türk e-ihracat sektörü için önemli bir sınav niteliği taşıyor. Ancak, Ticaret Bakanlığı'nın girişimleri ve sektörün adaptasyon yeteneği sayesinde, bu zorluğun üstesinden gelinebilir ve e-ihracat hedeflerine ulaşılabilir.