Gazze'de gönüllü olarak görev yapan Türk doktor Ömer Faruk Aydoğan'ın açıklamaları dünya gündemine bomba gibi düştü. 16 gün boyunca bölgede kalan ve yaralılara tıbbi yardımda bulunan Aydoğan, İsrail'in hastanelere yönelik saldırılarını ve tanık olduğu vahşeti tüm dünyaya duyurdu. Aydoğan, İsrail'i "bir terör örgütü" olarak nitelendirdi.

Gazze'deki Sağlık Sistemi Çöküşte

İsrail'in uzun süredir Gazze'ye yönelik saldırıları, bölgedeki sağlık sistemini felç etmiş durumda. Hastaneler yetersiz, ilaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı had safhada. Bu durum karşısında dünyanın dört bir yanından gönüllü sağlık çalışanları Gazze'ye akın ediyor. Bu gönüllülerden biri de Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ömer Faruk Aydoğan oldu. Aydoğan, Hidme Amme Hastanesi'nde 16 gün boyunca hasta ve yaralılara tıbbi yardımda bulundu.

Dr. Aydoğan'dan Şok Edici Açıklamalar

Gazze'de yaşadıklarını anlatan Dr. Aydoğan, İsrail'in hastanelere yönelik saldırılarının amacının, yaralıların ölmesini hızlandırmak olduğunu söyledi. Aydoğan, "İsrail, oradaki hayatı bitirmek, yaralıların ölmesini hızlandırmak, şehit olmalarını hızlandırmak için hastanelere saldırı yapıyor. Ve dünyada, yeryüzünde hastanelere saldıran tek devlet olma özelliğini yaşıyor. Devlet değil; bir terör örgütü" ifadelerini kullandı.

Aydoğan'ın tanıklık ettiği bazı olaylar ise şu şekilde:

• Hastanelerin bombalanması
• Ambulansların hedef alınması
• Sağlık çalışanlarının engellenmesi
• Yetersiz tıbbi malzeme

İsrail'in Savaş Suçları İşlediği İddiası

Dr. Aydoğan'ın açıklamaları, İsrail'in Gazze'de savaş suçları işlediği iddialarını bir kez daha gündeme getirdi. Uluslararası hukuk uzmanları, hastanelere ve sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların savaş suçu kapsamına girdiğini belirtiyor. Bu tür eylemlerin Cenevre Sözleşmeleri'ne aykırı olduğu vurgulanıyor.

Gazze'deki durumun vahametini gözler önüne seren Dr. Aydoğan'ın açıklamaları, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durdurulması ve bölgeye insani yardım ulaştırılması için çağrılar giderek artıyor. Uluslararası toplumun bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiği belirtiliyor.