İİT'den İsrail'e Sert Uyarı! Rusya ve Çin'den Destek!
Dünya

İİT'den İsrail'e Sert Uyarı! Rusya ve Çin'den Destek!


22 June 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 22 June 2025

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT),İstanbul Deklarasyonu ile İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını şiddetle kınadı ve uluslararası toplumu caydırıcı tedbirler almaya çağırdı. Gerilimin tırmanmasıyla birlikte, Rusya ve Çin'den de önemli açıklamalar geldi.

İİT'den Sert Kınama ve Çağrı

İİT'nin İstanbul Deklarasyonu'nda, İsrail'in İran ile arasındaki savaşı ve diğer ülkelere yönelik saldırıları en sert şekilde kınandı. Deklarasyonda, uluslararası toplumun bu saldırılara karşı somut adımlar atması ve caydırıcı tedbirler alması gerektiği vurgulandı. Teşkilat, bölgedeki gerginliğin daha da artmaması için tüm taraflara itidal çağrısında bulundu.

Hürmüz Boğazı Gerilimi Tırmanıyor mu?

İsrail'in İran'daki nükleer tesisleri bombalaması iddiaları sonrasında, İran Meclisi'nden ABD'ye karşı Hürmüz Boğazı'nın kapatılması yönünde bir karar çıktı. Bu karar, uluslararası enerji piyasalarında büyük bir endişe yaratırken, bölgedeki tansiyonun daha da yükselmesine neden oldu. Hürmüz Boğazı, dünya petrol ticaretinin önemli bir geçiş noktası olması nedeniyle stratejik bir öneme sahip.

Rusya ve Çin'den ABD'ye Kınama

İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı iddiaları ve Hürmüz Boğazı'nın kapatılması kararı sonrası, Rusya ve Çin'den de açıklamalar geldi. Her iki ülke de ABD'yi kınayarak, bölgedeki istikrarın bozulmaması için tüm taraflara itidal çağrısında bulundu. Rusya ve Çin, sorunun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini ve gerginliği tırmandıracak adımlardan kaçınılması gerektiğini vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova yaptığı açıklamada, "Bölgede tırmanan gerginlikten derin endişe duyuyoruz. Tüm tarafları sorumlu davranmaya ve provokasyonlardan kaçınmaya çağırıyoruz." dedi.

İİT'nin çağrısı, İran'ın olası misilleme adımları ve Rusya ile Çin'in ABD'ye yönelik kınamaları, bölgedeki karmaşık durumu daha da derinleştiriyor. Uluslararası toplumun bu gelişmeler karşısında nasıl bir tutum sergileyeceği, bölgenin geleceği açısından belirleyici olacak.